29 Kasım 2014 Cumartesi

Beynimin Hafriyatı

Acaba aklımdan geçen herşeyi yazabilir miyim?
Saçma ak bu ne lan böyle. Derken yazmaya devam ediyorum. Bugün iş konuştum bişeyler anlattım. İnsanları manipüle etmekten nefret ediyorum. Kendimi suçlu hissediyorum. Hayata dair hiçbir felsefem yok aslında. Yani var biraz ama onu da bitirmek istiyorum. Zihnimi tamamen sıfırlamak, sıfırdan başlamak istiyorum. İster misiniz?
Canlandırabilirsen gözlerinde hoş birşey olduğunu göreceksin. Berrak bir aydınlık düşünsene. Ter temiz.... cem karacanın hep kahır şiirinde tasvir ettiği sahne aklıma geliyor.
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım.
Gök kubbenin altında orda da beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi...
Yeniden başlamayı ister mi her insan yoksa ben mi memnuniyetsizim diye düşünüyorum.
Çöküş kelimesi beliriyor aklımda bir an için. Neden bilmiyorum. Karanlık tozlu bir harabe...
Herşeyi yazınca anlamlı birşey çıkmıyor sanki ortaya. Ama sanki anlamlı da...
Bilmiyorum. Hiç birşey bilmiyorum ak. Boşluktayım ne olduğumu bilmiyorum. İçimden bir ses bildiğimi ama reddettiğimi söylüyor. Ama bu ses içimden mi geliyor yoksa içime saklanan sinsi mor bir dumandan mı?
Şimdi, tam şuan karar verdim ki yazacaklarımla insanları etkilemeye çalışmayacağım. Birşey için değil işte yazacağım sadece. Belki milyonları sürüklerim peşimdenJ
Siktir lan...
Bırak gelsin üzerine bırak benliğin gelsin. İşte bu o türden bir cümle. Havalı olmaya çalışan salak bir cümle. Havalı da olmak istemiyorum. Nihayetinde sadece huzur istiyorum. Bunu istiyor olmamı da tam kabullenebilmiş değilim. Yani hep göz önünde olmayı hayal ederdim. Ne bileyim. Şimdi hepsi saçma gereksiz geliyor. Oh demek istiyorum sadece. Dinginlik istiyorum. Bitsin istiyorum. Hayat bu yönüyle çok saçma bir kapan. Şimdi şunu düşündüm acaba yazım yanlışlarını da mı düzeltmesem. Bunlara mı takılsam.
Bugünün konusuna gelirsek. O kadar sıradan, o kadar sakin, o kadar hiç olmak istiyorum ki...

Zaten mesele olmak yada olmamak değil mi.